Yapılması gerekenler
HAYVANA ŞİDDET, SOKAK HAYVANLARINI TECRİT EDEREK Mİ ENGELLENECEK ..???
Hayvana tecavüz’ fiili ve tanımı ne Türk Ceza Kanunu’nda ne de Hayvanları Koruma Kanunu’nda mevcut. Ayrıca, ulusal mevzuat hayvanları ‘sahipli’ ve ‘sahipsiz’ diye ikiye ayırıyor. Eğer hayvan sahipsiz ise tecavüz failine sadece idari para cezası uygulanıyor. Hayvan hakları savunucuları tecavüz fiilini ‘suç’ olarak tanımlasa da, mevzuata göre bu fiil bir ‘kabahat’. Şu anda hayvanlara işkence veya tecavüz etmenin bedeli sadece 625 TL idari para cezası. İlk 15 gün içinde ödenirse cezada %25’lik indirime gidiliyor. Sahipli hayvanlarda ise hayvana tecavüz failine hayvana tecavüzden değil, TCK’daki ‘Mala Zarar Verme’ maddesinden dava açılabiliyor. Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Burak Özgüner, idari para cezasını ödemeyen faile hürriyetini bağlayıcı veya mal varlığına tehlike Hayvana şiddet, sokak hayvanlarını tecrit ederek mi engellenecek? oluşturacak başka bir yaptırım da uygulanmadığını söylüyor: “Çünkü Bakanlık idari para cezalarını takip etmiyor. 2017’de Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bugüne kadar 5199 kapsamında kesilen idari para cezalarının ne kadarının tahsil edildiğini sorduk. Aynı dönemde, Meclis’te muhalefet partilerinin mensupları da soru önergesi verdi. Orman Bakanlığı ‘Bunu biz bilmeyiz, Maliye Bakanlığı bilir’ dedi.
Bu kez Maliye Bakanlığı’na sorduk. Onlar da ‘Biz bilmiyoruz, Orman Bakanlığı’na sorun’ dediler. İki bakanlık da bu cezaların ne kadarının tahsil edildiğini bilmiyor.” Sokakta hayvan kalmadıktan sonra ceza getirmenin ne anlamı var? 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun hayvanları gerçekten koruyacak şekilde değiştirilmesi 2011’den beri tartışılıyor. Hayvan hakları alanında çalışan sivil toplum örgütlerinin baştan beri isteği, hayvana şiddetin Kabahatler Kanunu kapsamından çıkarılıp TCK kapsamına alınması. “Ama her yasama döneminde şöyle bir şey oluyor” diyor Özgüner, “‘Tamam cezaları yükselteceğiz’ derken öte yandan ‘sokak hayvanlarının toplatılması’na yönelik kanun maddesinde yapmak istedikleri değişikliği önümüze getiriyorlar.
İşte o noktada da bakanlıklarla çatışmamız başlıyor.” 5199 Sayılı Kanun’un 6. Maddesi, sokak hayvanlarının kısırlaştırılıp tedavi edildikten sonra alındıkları yere bırakılmalarını şart koşuyor. “Sokak hayvanlarını topyekün tecrit merkezlerine atıp sokakları hayvanlardan arındırmak istiyorlar” diyor Özgüner: “Oysa bizim sokak hayvanlarıyla yüzyıllara dayanan bir ortak yaşam kültürümüz var. Nesillerdir bizimle beraber yaşıyorlar. Onlar mahalle sakinlerimiz. Onlarla sokağımızı, yemeğimizi, yaşamımızı paylaşıyoruz. Komşumuzun nasıl evinden, yurdundan edilmesini istemiyorsak, mahalle sakinlerimiz olan hayvanların da tecrit merkezlerine yollanmasını istemiyoruz.” Hayvan hakları savunucuları barınakların hayvanların toplu halde imha edildikleri veya salgın hastalıktan, açlıktan, susuzluktan öldükleri yerler olduğunu ifade ediyorlar.